19 Haziran 2010 Cumartesi

Coca Cola Sineması


Sert bilekli göz bileklerim
Göz kapanlarımın hemen altında
Bir zindanı ortadan ikiye böler gibi
Ağlamak
Tüm dünyanın kederini
Ortadan ikiye böler gibi.
Sana varamamak Afrika’da
Akbabaya aşık olmak
Çocuk yiyen kuşu olmak
Deprem enkazı gibi yalnız
Ve çaresiz olmak
Bir cinayette soğuk
Ve alet olmaktan utanan bıçak olmak

Ama biz
Bu cinayeti el ele tutuşup
Çocuk parkında işlemedik ki
Ne sen palyaçoydun
Ne ben elma şekeri yiyen küçük kız
Seri katil olman
El çabukluğundan ileri geliyordu
Ve mısır taneleri kendini bize feda etmiyordu

Ama biz
Dünyanın bütün yalnızlarını küçümseyen
Alaycı Amerikan aşk filmlerindeki gibi
Bir parkta kazara çarpışmadık ki
Ne sen yeni mezun idealist avukattın
Ne de ben uzun bacaklı balerin

Yüzlerce metre düşüp şans eseri
Sağ kurtulmuyorduk ki Ajan 006

Sıkıştığımız bu metruk işgal kasabasında
Hiçbir müfreze bizi kurtarmaya gelmiyordu ki

Bir zindanı ortadan ikiye böler gibi
Ağlamak
Ve bir berbat Dogma 95 filmi gibi
Yaşamak
Durmadan sallanırken kamerası
Kusmak isteyip kusamamak
Fonda hep aynı çapsız melodi ve
Anons ediyor sinemanın sahibi:

“Coca Cola içmediğiniz için teşekkür ederiz
Sigaralar ve keder müessesemizin ikramıdır”


Bir ormanı çerez niyetine yer gibi
Bir kadını akşam yemeği için doğrar gibi
Bir kalbi bedenden söküp çıkarır gibi
Ağlamak
Dünyanın bütün ormanlarını bir avuçta boğar gibi
Nefessiz kalmak
Fersah fersah dibinde bir okyanusun
Sessizce ve umursamadan çürümek.

Ama şimdi
Ben bu bedende cadıyım
Ben bu bedende büyücü
Ben bu bedende bir papağanın ruhuyum
Tekrar ediyorum kendimi sil baştan
Rengarenk ağlıyorum orman suyu
Rengarenk ağlıyorum orman özü
Rengarenk ağlıyorum gökkuşağı

Yerle yeksan bir zindanın ayaklarının dibine
Suyum çekilmiş
Kıvrılıveriyorum

E.A.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder