19 Mayıs 2011 Perşembe

Ağaçlar


bugün bir parkta yürüyordum
ayaklarım vardı
gerisi laf-ü güzaftı
parklar vardı şehirlerin zengin muhitlerinde
Gerisi Laf-ü Güzaftı...
bugün ben zengin muhitinde çalışıyordum
şehirlerde en çok ağaç orada vardı
parkta hislenerek yürüdüm
hislenmek vardı
çalışmak mecburiydi
şehirler kaçınılmaz.
uluyordu kainat topraktan başlayarak
hisleniyordum gözpınarlarımdan başlayarak
ağaçlar uluyordu yapraklarımdan başlayarak
...
durdum. bir banka oturdum
bugün ağaçlara seni düşündüm...

E.A.

9 Şubat 2011 Çarşamba

Türkan Şoray


bir soğuğa kalıyor ellerim
bir yollar bir uzaklar bir gidişler
otobüsler
ben bu hikayeyi tanıyorum
ben bunu biliyorum
upuzun bir yolun diğer ucunda duruyor ayrı
lık
ayrılamadan ensemde bir örümceğin dillenişi
gibi duruyor işte soğuğa karıyor ellerim
ayrılamadan
öyle değil yani, ayrılık birleşememek.
yollar, ıraklar, birbirini tanımayan şehirler
ve iki tuhaf kayıp yolcu.
hayatın zor olması gibi
zor gibi
zor gibi
zoru zoruna ağlancalı bir cenazeye gider gibi
acıklı bir salon filminde herhangi bir Türkan Şoray gibi
naif kalmak yani zora rağmen bir düşe tutunmak gibi

çok yollar geçti hayatımızdan
hiç kesişmemiş çok farklı yollar
seninkiler başka bir ülkeye bakardı benimkiler içime
seni bilmiyorum ben çok adam sevdim vaktinde
ölür gibi oldum dirilir gibi diriymiş gibi yaşadım
seni bilmiyorum ben dedem ölmezden önce
hep aynı kayısı ağacında sallandım
bir bahçede tek başına köklenen bir ağaçtım
doğuştan içli bir gönül, doğuştan yarım yürektim
neden böyle oluyor bilmiyorum
seni düşününce hıçkırıklara boğuluyor Türkan Şoray
neden böyle oluyor
seni düşününce dünya uğruna savaşılacak bir hal alıyor
bir nehirde sabırla ufalanmayı bekleyen koca bir kaya gibi
bilge ve dingin ve lal ve yaşlı bir kaya gibi ait oluyorum
toprağa
suya
ateşe
ve sana

neden böyle oluyor?
fazlasıyla üşüyor insan
layıkıyla ayrılamayınca

E.A.